Halkçılık ne demek?

Cumhuriyeti ilan edenler getirdikleri yenilikten ne anlıyordu?

Soruyu bu şekilde sormak gerekir. Bu şekilde sorulduğu zaman, anlamda bir cins “tarihselcilik” yapıyoruz demektir ki bu bağlamda tarihselcilik doğru tutumdur. Bu, Mustafa Öztürk hocanın yaptığı gibi dini anlamakta da kullanılabilir Cumhuriyeti anlamakta da. Taha Akyol’un yakın tarih kitapları da bir bakıma budur. Son kitabı, “Neden 29 Ekim?” dâhil.i Ne yaptılar, neden öyle yaptılar; ne düşünüyorlardı, niçin öyle düşünüyorlardı… Dostum Akyol’un kitabını ayrıca ele alacağım.

Bir başka hocamızın, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun özü anlama konusundaki benzetmesi de mükemmel: “Bize bir şeyi işaret ediyorlar. Biz işaret edilen yere değil, parmağa bakıyoruz!”

Dinde kabuğa takılınca öz anlaşılamadığı gibi sloganlara, vecizelere takılınca tarih de anlaşılmaz. Kim demişti, “Duvarlardan hadisleri indirip yerlerine vecizeleri astık.” diye? Ne kadar da doğru söylemiş. “Ehl-i vecize” tarihimizin önüne bir sis perdesi çekiyor.

CUMHURİYETİN TAŞIYICI SÜTUNLARI

Ne anlıyorlardı? Cumhuriyetin temel ilkeleri, taşıyıcı sütunları nelerdi? Aslında bunlar zor sorular değil. Çünkü cumhuriyeti kuranlar ilkelerini de hemen birkaç yıl içinde, 1927’de ilan etmişler. Şu demekti, hayır öteki demekti, öyledir de aslında şöyledir falan demeden, o dört ilkeye bakınız: 1. Cumhuriyetçilik. 2. Halkçılık. 3. Laiklik. 4. Milliyetçilik.

1932’de bunlara 5. Devletçilik ve 6. İnkılapçılık da eklendi ve sonuca “Altı Ok” dendi. Son ikisi ilk dördü gibi uzun erimli ilkeler değil, daha aktüel ifadelerdir. Devletçilik ilkesinin eklenmesinde muhakkak ki 1929 ekonomik krizinin etkisi vardır. 1922 İzmir İktisat Kongresi’nde daha liberal bir ekonomik hava hâkimdi. Tek etki kriz değildir elbette. Genç cumhuriyetin, kumaştan, şekerden uçağa olmazsa olmaz üretimlere ihtiyacı vardı ve bunları gerçekleştirecek özel sektör yoktu. İnkılapçılık ise yapılmakta olanın söylenmesinden ibarettir. Türk devrimindeki kararlılığın ifadesidir.

Konunun hak ettiği derin analizini Prof. Dr. Konuralp Ercilasun’un, Türk Devrimi ve Atatürkii kitabında bulabilirsiniz.

İlkeleri teker teker ele alacağım.

Cumhuriyetin temel ilkeleri neydi diye araştırırken, “Cumhuriyetçilik” ilkesini taşıyıcı sütun diye almak totoloji olur. Cumhuriyet, diğer üç ilkenin taşıdığıdır. Diğer ilkeler Türkiye Cumhuriyeti içindir zaten.

İMTİYAZSIZ SINIFSIZ

O hâlde “Halkçılık” tan başlamak gerekir. Halkçılığa en kısa yol “vatandaş” kavramından geçer. Bu kavram ta 1789 İhtilal-i Kebir’ine, Fransız İhtilali’ne kadar gider. Hani, Fransız Devrimi’ni anlatan kitap ve filmlerde insanlar bir birine “Vatandaş!”, “Vatandaş!” diye hitap ederler ya. İşte o “vatandaş”a kadar gider... Halkçılık anlayışının vatandaşları, birbirinden hiçbir statü farkıyla ayrılmayan; hepsi haklarda, sorumluluklarda ve kanun önünde eşit insanlardır. Sosyolog Ernest Gellner, milletin oluşabilmesi için toplumun “her biri diğerinin yerine geçebilen” fertlerden meydana gelmesi gerektiğini söyler. Onuncu yıl marşındaki, “İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz.” mısraı da işte bu vatandaşlığı anlatır.

Halkçılıkta ve dolayısıyla cumhuriyetimizde, farklı muamele gören, ayrıcalıklara sahip gruplar, toplum içinde topluluklar yoktur. Birbirine eşit olanlar tek tek fertlerdir, ayrı ayrı gruplar değil. Fazlaca tekrar olmaması içiniii özetleyeyim: Bu ilkeyi, 23 Aralık 1789 günü, Fransız İhtilal meclisinde Clermont-Tonnerre Kontu konuşmaktadır. Konu, yeni Fransız toplumunda Yahudilerin statüsüdür: “Millet olarak Yahudilere her şeyi reddetmeliyiz ve fert olarak Yahudilere her şeyi vermeliyiz… Bir devletin içinde herkes gibi vatandaş olmayan öbekler, millet içinde bir başka millet, iğrenç bir şeydir… Özetle efendiler, bir ülkede yaşayan herkesin farz olunan statüsü vatandaşlıktır.” iv1935 tarihli Cumhuriyet Halk Partisi Programı’nda da aynı fikir ve tarifle karşılaşıyoruzv: “Kanun karşısında mutlak bir eşitlik kabul eden ve hiçbir ferde, hiçbir aileye, hiçbir sınıfa, hiçbir cemaate imtiyaz tanımayan yurttaşları halktan ve halkçı olarak kabul ederiz.”

Halkçılık vatandaşların eşitliği demektir.

1. Taha Akyol, Neden 29 Ekim, Doğan Kitap 2023.
2. Konuralp Ercilasun, Türk Devrimi ve Atatürk, Ötüken 2022.
3. https://bit.ly/karar-vatandas ve https://bit.ly/karar-tabiyet https://bit.ly/mdm-vatandas ve https://bit.ly/mdm-tabiyet
4. Stanislas Marie Adelaide, comte de Clermont-Tonnerre, “Dinî azınlıklar ve sorgulanan meslekler hakkında konuşma” (23 Aralık 1789) https://chnm.gmu.edu/revolution/d/284/ (24.01.2015)
5. CHP Programı, Ulus Matbaası, Ankara, 1935, 7-9. (Ercilasun, sayfa 236).

YORUMLAR (19)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
19 Yorum