Tüm Almanya'da oynanması gereken bir müzikal : İstanbul

Yaklaşık bir buçuk yıl önce Almanya’nın küçük şehirlerinden Osnabrück’e eşimin yeğeninin davetiyle bir tiyatro oyunu izlemeye gitmiştik.

Oyunu o kadar beğenmiştim ki her yerde oynanması gerektiğini düşünmüş ve bunu sosyal medyadan da dile getirmiştim. Aslında oyun ilk kez Osnabrück’de sahnelenmemişti ama hep yerel seviyede kalmış bir oyundu.

“Keşke başka şehirlerde de oynansa” diye düşünürken bir araştırma yaptım ve oyunun aslında 2023 Haziran’ından beri Stuttgart tiyatrosu tarafından oynandığını gördüm.

Benim hayran kaldığım oyuncu ve müzisyen performansları Osnabrück’te kaldı belki ama bu yepyeni kadronun bu zor oyunu nasıl oynayacağını merak ediyorum. Gidip izleyeceğim, sonra da burada yazacağım.

Ama ben o izlediğim oyundan bahsederek devam etmek istiyorum.

Hepimizin yakından bildiği bir konuyu ters psikoloji ile işlemek üzerine kurulu bir oyun İstanbul.

1961’deki Almanya ile Türkiye arasındaki işçi anlaşması Türkiye’den Almanya’ya işçi göçü olarak değil de tam tersi olarak Almanya’dan Türkiye’ye gerçekleşmiş. Bu süreçte sıfır Türkçe ile Osnabrück’ten İstanbul’a çalışmaya gelen Klaus’un dilini, dinini, kültürünü bilmediği Türkiye’de yaşadıkları anlatılıyor. Almanya'ya bir gün döneriz umuduyla Türkiye'de tam olarak kök salamamasını ya da kendisinin öyle sanmasını, Türkiye'de doğan çocuklarının Türkiye'de anadillerinden daha iyi Türkçe konuşmalarına rağmen Türk olarak kabul görememesini, Almanya'da da tam olarak Alman görülmemesini işlemişler.

Müthiş bir empati!

Arada o kadar ince espriler var ki, tiyatroda yanımda oyunu izleyen Almanlar oyun boyunca birbirlerine bakıp “Evet, bu tarz lafları Türklere söyledik. Ayıp etmişiz” gibi cümleler kurdular.

Oyun dbir müzikal olduğu için neredeyse tüm enstrümanları çalabilen birbirinden yetenekli müzisyenler Sezen Aksu’nun en güzel şarkılarını canlı çalarak müzik ziyafeti çektiler. Şarkıların solistleri ise Alman oyunculardı. Konunun içerisine şarkılar öyle güzel yedirilmişti ki bir ara tüm salon “Küçüğüm daha çok küçüğüm” şarkısında göz yaşlarına hakim olamadı.

Kültürleri birbirinden tamamen farklı olan bu iki milletin zaman içerisinde nasıl bir arada yaşamayı öğrendiğini çok iyi anlatıyor. Elbette eksileri yok değil.

Solingen’e bir vefa sergilenebilirdi belki ama Stuttgart’ta belki bu kısım eklenmiştir diye bir merakla gideceğim oyuna.

Daha fazla detay vermeyeyim. Almanya’da yaşayanlar Türkler için çok keyifli bir gece vadeden farklı bir deneyim olacağına şüphem yok.

Oyunun yazarları Selen Kara, Torsten Kindermann ve Akın E. Şipal’in de kalemlerine sağlık.

Osnabrück’te kaçıranlar Stuttgart’ta yakalasınlar.

Hem Osnabrück’teki hem de Stuttgart’taki oyunun tanıtım videolarını da buraya bırakıyorum.

Osnabrück - https://www.youtube.com/watch?v=wYeimZ8mZ_0

Stuttgart - https://www.youtube.com/watch?v=zrrCG-674wg

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum