Osman Kavala ilk kez konuştu: Kendime değil ülkeme üzülüyorum

Osman Kavala ilk kez konuştu: Kendime değil ülkeme üzülüyorum

Gezi Parkı davasında 2 yıl 4 ay tutukluluğunun ardından beraat etmesine rağmen, başka bir dosyadan verilen tutukluluk kararı nedeniyle tahliye edilmeyen sivil toplum kurucusu iş insanı Osman Kavala, ilk kez konuştu: Uğradığım haksızlığa tabii ki üzülüyorum. Ama bir o kadar da yargı kurumunun içine düşürüldüğü hale üzülüyorum.

Beraat kararının ardından yaşananları Silivri Cezaevi'nde CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'e anlatan Osman Kavala "Televizyonu buzdolabını başka hükümlülere bırakıp eşyalarımı toplayarak cezaevi aracıyla Silivri'den çıkarıldım. Bir süre sonra cezaevi arabası yolda durdu. Bir süre içinde bekledik. Sonra arabaya yanaşan bir sivil görevli hakkımda yeni bir gözaltı kararı olduğunu belirtti. Doğrudan Emniyet!e götürüldüm" dedi.

"BİRÇOK AÇIDAN AĞIR HUKUK İHLALİ"

Yeniden tutuklanmasının birçok açıdan ağır hukuk ihlali olduğunu belirten Kavala "Her şeyden önce bu yeni dosyanın iddianamesi iki yıl dört aydır hazırlanmadı. Ayrıca bu hayal gücünü zorlayan iddialar hakkında birkaç ay önce Yargı Reformu kapsamında hakkımda tahliye kararı verildi. Üçüncüsü AİHM'nin hakkımda verdiği ihlal kararı sadece Gezi Davası dosyasındaki iddialara yönelik değildi. AİHM aynı zamanda şimdi gündeme getirilen 15 Temmuz dosyasındaki haksız ve gerçeğe aykırı suçlamalar üzerine de bu kararını vermişti. Bu yüzden AİHM'nin 'Derhal salıverilsin' kararı Türkiye’deki mahkemelerce hala yerine getirilmemiş durumda" diye konuştu.

"KENDİMDEN ÇOK ÜLKEME ÜZÜLÜYORUM"

Kavala, Silivri Cezaevi’nde kendisini ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'e yaşadığı hukuksuzluğu ve beraat etmesinin ardından yeniden tutuklandığı gecenin ayrıntılarını şöyle anlattı:

"Uğradığım büyük haksızlığa, hukuksuzluğa tabi ki üzülüyorum. Ama aynı zamanda ülkemin ve yargı kurumunun içine düştüğü vahim hale üzülüyorum.. Çok sıradışı vahim adaletsizlikle karşı karşıyayım. Ama bu haksızlığın da eninde sonunda hukuk yoluyla giderileceğine olan inancımı koruyorum.

CEZAEVİ ARACINDA GÖZALTI

Mahkemenin beraat kararının ardından koğuşta eşyalarımı topladım. Televizyonu buzdolabını başka hükümlülere bıraktım. Eşyalarımla birlikte cezaevi aracıyla Silivri’den çıkarıldım. Herhalde yakınlarımın beklediği yere götürülecektim. Az sonra cezaevi arabası yolda durdu. Bir süre içinde bekledik. Sonra arabaya yanaşan bir sivil hakkımda yeni bir gözaltı kararı olduğunu belirtti. Ondan sonra doğrudan Emniyete götürüldüm. Tutukluluk kararı sonrasında Silivri’de aynı koğuşa geri koydular

"2 BUÇUK YILDA TEK SAVCI YÜZÜ GÖRMEDİM"

İlk tutuklandığımda günler süren gözaltı sürecinin ardından savcı yüzü görmeden hakim önüne çıkarılmıştım. Bu sefer de aynısı oldu. Emniyetteki gözaltının ardından savcılığa gittiğimde savcının çıktığını ve mütalaasını bıraktığını söylediler. Sonra hakimin önüne gittim. O da yeni hiçbir şey sormadı. Tutukluluk kararımı açıkladı.

Yeni alınan tutukluluk kararı birkaç açıdan sorunlu: Öncelikle 2 yıl 4 aydır hazırlanmamış bir iddianame var ortada. Ayrıca tam da bu dosya hakkında birkaç ay önce Yargı Reformu kapsamında zaten tahliye kararı verilmişti. Yani dün tahliye kararı verdikleri dosyayı ısıtıp yeniden gündeme getirerek içeride tutuyorlar beni.

"AİHM KARARINA UYULMUŞ SAYILMAZ"

Üçüncü olarak AİHM'nin hakkımda verdiği ihlal kararı sadece Gezi Davası dosyasındaki iddialara yönelik değildi. Baştaki tüm suçlamaları içeriyordu. Yani şimdi yeniden gündeme getirilen 15 Temmuz dosyasındaki haksız ve gerçeğe aykırı suçlamalar üzerine de bu kararını vermişti. Bu yüzden AİHM’nin 'Derhal salıverilsin' kararı Türk mahkemelerince hala yerine getirilmemiş durumda.

Öyle bir noktaya geldik ki artık iddialar insanın hayal gücünü çok aşıyor. Şöyle ki şimdi ben 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcısı olarak suçlanıyorum. Ama iki yıl 4 ay tutuklu kaldıktan sonra dün beraat ettiğim Gezi Davasının kanıt olduğu ileri sürülen tüm delilleri ve fezlekesi FETÖ’cü polisler ve savcılarca hazırlandı.”

ÇAKIRÖZER: DEMOKRASİNİN TURNUSOL KAĞIDI

Çakırözer de Kavala'nın tutukluluğunun devamı hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye’de hukuk devletinden nasıl süratle uzaklaşıldığını ve yargının siyasi baskı altında bağımsızlığını, tarafsızlığını nasıl yitirdiğini görmek isteyenler için Kavala’nın tutukluluğu en önemli göstergedir. Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın durumları demokrasimiz açısından turnusol kağıdı gibi. Her ikisi de uymakla yükümlü olduğumuz AİHM kararlarına rağmen, siyasi baskılarla Silivri ve Edirne zindanlarında tutulduğu müddetçe Türkiye'de demokrasiden ve hukuk devletinden bahsedemeyiz."

Çakırözer ayrıca Silivri Cezaevinde açlık grevindeki Grup Yorum üyelerinin sesine de kulak verilmesi çağrısında bulunarak "Tek isteklerinin müziklerini özgürce yapmak olduğunu belirten bu sese kulak verilsin" dedi.

Çakırözer, Silivri'de görüştüğü yazar Ahmet Altan'ın hükümle birlikte tahliye edilmesine rağmen yeniden tutuklanmasının da bir başka hukuk ayıbı olduğunu belirterek "AİHM ihlal kararı vermeden keşke Türk yargısı kendi eksiklerini düzeltebilmeli" diye konuştu.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN