Öğretmen sağlığı için ara tatillere dokunulmamalı!

Öğretmenlik yapmayanlar 15 tatil ve yaz tatillerinin öğretmenler için ne anlama geldiğini pek bilmez. 30-40 sene önce muhtemelen bunların anlamı biraz daha farklı idi. Bugün 45-50 yaş üstü kimselerin okudukları okullar ile 2000 sonrası okullar birbiri ile karşılaştırılamayacak derecede farklı.

45-50 yaş üzeri öğretmenlerin sık sık “Öğretmenin kral olduğu dönemde öğrenci, öğrencinin kral olduğu dönemde ise öğretmen olduk!..” dediğini duyarsınız.

Ülkemizde öğretmenlik mesleği maalesef kısmen sadece ilkokullarda icra edilebiliyor. Ortaokullarda veli ilgisi devam ediyor ancak bu kez de çocuklarını nitelikli okullara gönderebilmek adına öğretmenlere ciddi baskı uyguluyorlar. Aslında öğretmenlerin bu baskıdan bir şikâyeti yok. Şikâyet sebebi daha çok hak etmeyen öğrencilerin notlarının şişirilmesi isteği ve yüksek başarı beklentisi.

Liselerde ise tam anlamı ile öğrenci egemenliği var. 9. Sınıfa kadar elini kolunu sallaya sallaya gelen ve nitelikli bir okul için yeterli puanı alamamış, semtin iyi okuluna da diploma notu yetmeyen öğrencilerin oluşturduğu devasa bir kalabalık nasıl olsa yine geçeriz havasında okula gelirken, velinin de artık çocuğundan fazla bir beklentisi olmadığı için çocuğu ile eskisi gibi ilgilenmiyor. Velilerin %90’ı liselerde toplantılara katılmayı gereksiz görüyor.

Disiplin yönetmelikleri de zaten tamamen dostlar alışverişte görsün misali, ciddi durumlarda verilmek istenen cezalar ise çoğu kez il-ilçe komisyonlarından geri dönüyor.

Liselerde sınıf geçme konusu da zaten Allah’a emanet. Devamsızlık dışında kalmak nerede ise imkansız. Son değişiklikle sınıf geçme zorlaştırıldı ama öğretmenleri koruyacak bir mekanizma hala ortada yok.

Yılsonunda durumu ciddiye alıp hak eden öğrencileri sınıfta bırakan öğretmenlerin başlarına neler gelebileceğini tahmin etmek sanırım çok da güç değil.

Sürekli bir şeyler deneniyor ve her şey saatli bomba gibi öğretmenlerin ya da okul idarelerinin kucaklarına bırakılıyor.

Sınıf geçme öğretmenin, devamsızlık takibi ise okul idarelerinin sorumluluğunda. Peki, öğrenci bunun neresinde? Çoğu kez sadece istismar kısmında!..

Maalesef büyük özveri ile çalışan öğretmenler veli-öğrenci-idare kıskacında büyük bir stres altında eziliyorlar. Sağlık Bakanlığı öğretmen veri tabanı üzerinden bir araştırma yapsa meslekler arasında meslek hastalıları ve strese bağlı antidepresan kullanımının en yaygın olduğu meslek öğretmenlik çıkacaktır.

Ama nedense hemen herkes öğretmenlere takmış durumda. Bir saat sınıf idare edemeyecek, iki işçi çalıştıramayacak, üç beş çocukla baş edemeyecek pek çok kimse öğretmenlerin yatarak maaş aldığını düşünüyor. Bunlar arasında amir konumundakiler de var. Her meslekte olduğu gibi eğitimciler arasında da çürük elmalar var ama bu oranın diğer mesleklerden fazla olduğunu kimse iddia edemez.

Yazınca insanlar bozuluyor. Bugün öğretmenlerin çalışma şartları bir çobandan, bir hizmetliden çok daha kötü. Maaşlarını geçtim saygınlıkları yerlerde sürünüyor. Özel okulların pek çoğunda öğrencinin elindeki cep telefonu, ayağındaki ayakkabı, üstündeki mont öğretmeninin 6 aylık maaşından bile daha fazla ve daha kötüsü bu durumu veli de öğrenci de biliyor. Devlet ya da özel fark etmeksizin bu uçurumu öğretmen aleyhine kullanmaktan da kimse çekinmiyor.

Şimdi gelelim öze. Ara tatiller bir süredir dile dolandırıldı. Hâlbuki ara tatiller okulların bir hafta öne alınıp bir hafta da geç kapatılması ile eğitim takvimin yeniden düzenlenmesi ile oluşturuldu. Yani kanunen 180 iş gününden az olmaması gereken eğitim sürecinde de 4 haftalık mesleki çalışma sürelerinde de bir artma ya da eksilme yok.

Peki, bu aralar ne işe yarıyor?

Bir kere bu aralar mesleki çalışmalar bir yana sinirleri keman yayı gibi gerilmiş öğretmenler için ciddi bir sigorta, nefes alma molası. Geçmişte 15 tatile girilmesi ile öğretmenlerin yaşamış olduğu rahatlama duygusunu yaşamayanlar bilemez. Pek çok öğretmen cinnet geçirme noktasına kadar gelmişken 15 tatille felaha kavuşuyordu.

Şimdi bu gerginlikler ara tatillerle nispeten atılıyor. Öğrenci-veli cephesinde ise özellikle veliler bu ara vesilesi ile öğretmenlerin işinin ne denli zor olduğunu bir haftalık deneyimle tekrar hatırlayarak biraz daha insaflı bir hale gelebiliyorlar.

Bu nedenle ara tatillere dokunmak için hiçbir neden yok. Faydası zararından daha çok olan bir uygulamanın tartışılması, birçok problem varken ara tatillerin dile dolaştırılması gerçekten ayıp.

Birileri çocukları ile bir hafta vakit geçiremezken öğretmenlerin tembellikle suçlaması ise gerçekten abes. Kırk yılda bir yapılmış bir iki doğrudan birini bu şekilde harcatmayalım. Bırakalım da öğretmenler bu ara tatiller vesilesi ile enerjilerini yeniden toparlayıp ağır stres altında çalışmaya dayanabilsinler. Umarım Sayın Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin bu konuda açık liseye geçişler konusunda olduğu gibi eksik-yanlış bilgiyle bilgilendirilmez.

YORUMLAR (25)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
25 Yorum