Hayal tacirleri ile hayal avcıları arasında

Her insan hayaller kurmak, ümitler beslemek ister.

Bunlar hayatımızı yaşanılır kılan çok mühim hislerdir.

Mazide yaşamış olduğumuz eziyetlerin, mahrumiyetlerin, sıkıntıların, bir zamandan sonra bir daha yaşanmayacağına, geri gelmemek üzere kaybolup gideceğine inanmak isteriz.

Yaşayıp durduğumuz şanssızlıkların, huzursuzlukların, mutsuzlukların, düş kırıklıklarının kısa vadede ortadan kalktığı bir gelecek tasavvur ederiz.

Geleceğin belirsizliği ile başa çıkmak için de en iyi ilaçtır ümit etmek.

Ertesi gün başımıza iyi şeyler gelmesini, karşımıza iyi insanların çıkmasını, beklenmedik mutlu sürprizlerin bizi bulmasını umarak koyarız başımızı yastığa.

Ümit etmek bize en zorlu şartlarda tutunacak bir dal verir.

Her sabah kapımızı açıp zorlu hayat mücadelesine yeniden atılabilmemizi “beklentilerimiz” sağlar.

Yarına dair hayallerimiz, hem yaşama sevincimizi arttırır hem bize güç verir, hem de bizi motive eder.

Bizim için hava gibi, su gibi, ekmek gibi lüzumlu olan ümitlerimiz, hayallerimiz, beklentilerimiz aynı zamanda yumuşak karnımız, istismara en açık, en zayıf noktalarımızdır.

Onlara bağımlılığımız aynı zamanda zaafımızdır.

Hayaller, zahmetsizce ve masrafsızca üretilip bize çok pahalıya satılabilirler.

Bu zaafımızı en iyi dolandırıcılar bilirler… Ve acımasızca istismar ederler.

Ümit fakirin ekmeğidir” demişler. Doğrudur. Belki de en pahalı ekmektir.

Gerçek ekmek, cepte para varsa alınır yoksa alınmaz.

Ama vaatler paketinde, fahiş fiyatlarla satılır ümit ekmeği

Parası, satış anında tahsil edilmese de, günü geldiğinde tahsil edilmek üzere borç hanesine yazılır.

Allah’ın her günü, sokakta, telefonda, internette vuku bulan yeni dolandırıcılık haberlerini işitiyoruz.

Bunların pek çoğu “gerçek olamayacak kadar iyi” vaatlerle insanların kandırılmasına dayanıyor.

Satılan hayal ne kadar iyi, ne kadar büyük, ne kadar süslü olursa “gerçek olamayacak kadar” kısmı o kadar göz ardı ediliyor.

Cüz’i” bir ücret mukabili, servetler kazandıracak bir tüyo vereceğini, bir koyup beş alınacak “çok ama çok kârlı” bir işe kendilerini dahil edeceğini söyleyen dolandırıcılara kanıp elinde avucunda ne varsa teslim etmeye hazır sayısız insan var.

Hatta elinde avucunda bir şey olmasa bile büyük borçlar altına girip o pazarlanan bomboş hayalleri, sahte vaatleri satın almaya koşacak kimseler var.

Kurumlar, insanların bu zaaflarının istismar edilmemesi için uyarılar yayınlayıp duruyorlar.

Kurumumuzdan aradığını söyleyen birileri size olmadık kârlar vaat ederse asla inanmayın diyorlar.

Kimse kimseyi öyle havadan zengin etmez, bu vaatlere inanmayın diyorlar.

Bedava peynir sadece fare kapanında olur” diyorlar.

Ama görkemli hayaller, pek çok insanda aklı mantığı tatile gönderiyor.

Hatta insanlar bu ikazlarda bulunup aldatılmalarını önlemeye çalışanlara, yani göklerde uçurdukları hayallerini vurup indiren “hayal avcılarına” kızmaya başlıyorlar.

Tatlı bir rüyanın tam ortasındayken sarsılarak uyandırılmayı kim ister?

Hele uyanacağı gerçeklik, açlık, fakirlik, güvencesizlik ve ümitsizlikle dolu, kasvetli bir gerçeklik ise…

Hayal tacirlerinin sahtekârlıklarıyla mutlaka mücadele edilmeli.

Ama bunun bedeli insanların hayallerini, ümitlerini, beklentilerini toptan yok etmek de olmamalı.

Bütün hayaller bir değil. Her hayal insanları kandırmak için atılmıyor ortaya.

Tertemiz, iyi, hayırlı hayaller de var.

Mesela Amerikalı siyahi lider Martin Luther King Jr. 28 Ağustos 1963 tarihinde “İş ve Özgürlük için Washington'a Yürüyüş” mitingi sırasında yaptığı meşhur konuşmada “bir hayalim var” demişti.

Onun hayali, siyahi Amerikan vatandaşlarının beyazlarla gerçekten eşit muamele gördüğü, ırkçı ayrımcılık ve şiddetin ortadan kalktığı bir ülkede yaşamaktı. Siyahi Amerikalılar olarak mahkum edildikleri açlıktan, fukaralıktan kurtulmaktı.

Böyle hayalleri kurmakta, böyle hayalleri gerçek kılmak için çabalamakta hiçbir mahzur yok!

Sahtekârların sattıkları yalanlardan kurtulmanın en iyi yolu tüm hayallere savaş açmak değil, onların sattıklarının yerine pırıl pırıl, gerçekleştirilebilir hayaller koymak.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum