Gerçekliğin çölü: Rasyonel aklın sihirli bahçeyle imtihanı

Max Weber’e göre, “dini davranışların” en ilkel örneklerinde gözlemlenen basit bir soyutlama vardır: İnsanlar, çevrelerindeki kişilerin, hayvanların, bitkilerin, tabiat hadiselerinin, hatta cansız nesnelerin artlarında gizli ve onların aktivitelerinden sorumlu görünmez varlıklara inanma temayülü gösterirler.

İlkel inançlarda “ruh”, ne şeytan, ne de tanrıdır. Belirsizdir, görünmezdir, değişebilen bir iradenin sahibidir.

Bir nesneye girdiğinde o nesneye kendi özgün gücünü katan “ruh”, taşıyıcısından veya kabından ayrılabilir. Eğer “ruh” ayrılırsa taşıyıcı işlevsiz hale gelir ve büyücünün karizması etkisizleşir.

Ruh” azalıp yok olabilir veya başka bir kişiye/nesneye girebilir.

En eski meslek” olan profesyonel büyücülüğün temeli, özellikle belli vasıflara sahip bazı kişilerin “büyüsel” güçlere sahip olduğuna inanan toplumlarda atılmıştır.

Her şeyi idare eden, mahiyeti bilinmez, gizli, şeytani ya da iyi “süper güçlerin” varlığına inanan topluluklar için dünya adeta “sihirli bir bahçedir”!

Her an her şeyin değişebileceği, sebep sonuç ilişkisinin kolayca ortadan kalkabileceği, cansız varlıkların dile gelip konuşabileceği, canlıların taşa dönüşebileceği, bazı “seçilmiş” insanların su üzerinde yürüyebileceği, uçabileceği, ışınlanabileceği, zamanda yolculuk yapabileceği, şansı yaver giden bir köylünün başına konan bir kuş sayesinde padişah oluverebileceği bir sihirli bahçe.

İyi, kötü, kızgın, kindar ya da şakacı tanrıların akıl almaz mücadelelerine ve oyunlarına sahne olan, hayatın cinlerle, perilerle, çok zaman önce ölmüş insanların ve hayvanların ruhlarıyla paylaşıldığı, taşların, kütüklerin, ırmakların, dağların ağlayıp, gülebildiği, hikayeler anlatabildiği, ekseriyetle korkutucu ama bazen de sürprizlerle dolu bir bahçe.

Weber’in “entzauberung” kavramı dilimize genellikle “büyübozumu” diye tercüme ediliyor.

Büyübozumu”, rasyonel ve bilimsel düşünme biçimlerinin yükselişiyle insanların eski mitlere, tabiat üstü hadiselere dair inançlarını terk etmelerini, dünyanın büyüsünün bozulmasını veya dünyanın büyüden arındırılmasını (disentchantment) ifade etmek için kullanılan bir kavram.

Toplumların ve bireylerin daha önce büyülü ve gizemli olarak gördükleri şeylerin mahiyetlerini anlamak, onları açıklamak için ruhlar, tılsımlar, cinler, periler yerine akıl ve mantığa başvurmaya başlamaları, Weber'in "rasyonalizasyon" teorisinin bir parçası.

Rasyonalizasyon, modern kapitalist toplumların, etkinliklerin giderek daha fazla hesaplanabilir ve öngörülebilir hale geldiği, düzenli ve örgütlenmiş bir yapıya doğru hareket etme eğilimini ifade ediyor.

Ancak Weber bugün yaşasaydı, herhalde kitlelerin rasyonelleşmeye verdiği tepkiye şaşırırdı.

Evet, matematik, fizik, kimya ve biyoloji başta olmak üzere tüm bilimsel dallarda yaptığı keşifler insanoğluna tabiatı daha iyi anlayıp daha konforlu, daha emniyetli, daha uzun hayatlar sürme şansı veriyor ama bu konforun bedeli “sihirli bahçeye” veda etmek.

O renkli, bazen eğlenceli, bazen korkutucu ama her daim hayret verici masallar olmayınca dünya sihirli bir bahçeden, tatsız tuzsuz, renksiz ve heyecansız, çorak ve kasvetli bir çöle dönüşüyor.

Fransız filozof Jean Baudrillard’ın meşhur “Simulakra ve Simulasyon” kitabında kullandığı ifadeyle “gerçekliğin çölüne”…

İnsanlık için ödenmesi kolay bir bedel değil bu. Kendilerine adeta dayatılan rasyonel bilginin mahiyetini kavramakta güçlük çeken, akıllarının almadığı gelişmeler karşısında endişeye kapılan geniş kitleler fırsat buldukça sihirli bahçelerine geri kaçıyorlar.

Eskiden ruh, cin, peri dedikleri şeylere, enerji, portal, manyetizma, frekans, titreşim, kuantum gibi modern isimler buluyorlar.

Büyücülerini de geri getiriyorlar.

Dünyayı bir sihirli bahçe gibi görmek, özellikle fakir, eğitimsiz, işsiz, işlevsiz ve ümitsiz kitleler için hayatı daha “yaşanabilir” kılıyor.

Çünkü orası, -gerçekliğin çölünün aksine- her an görünmezden kapıların açılacağına dair inancın diri tutulabildiği bir fantezi âlemi.

Ve insanların, gerçekliğin soğuk yüzünden ziyade ümide ihtiyaçları var.

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum