Barbie küresel elitlerin şeytani komplolarından biri mi?

Geçen hafta Barbie filmi ile ilgili olarak kaleme aldığım yazıdan, “ahlakımızı bozmak, bilinç altımıza girerek bizi yoldan çıkarmak isteyen dış güçler komplosuna” selam gönderiyormuşum gibi anlamlar çıkaranlar oldu.

Hayır! Dünyanın geri kalanıyla beraber Türk milletinin ahlakını bozmak için organize şekilde çalışan şeytani küresel elitler komplosuna inanmıyorum!..

Mesela Barbie bebeğin mucidi Ruth Handler’ın oyuncağı tasarlarken "dur önce Amerikalıların sonra bütün dünyanın ahlakını bozayım" diye düşündüğünü hiç sanmıyorum!

İnsanlar, kendilerinden daha özgür, daha kalıp dışı düşünmeye cesaret eden, geleneksel yapıları sorgulayan, alternatifler öneren kimselerin varlığından rahatsız olup böyle komplolar üretiyor...

Handler, toplumsal cinsiyet rollerinin kadınları sınırladığını ve formatladığını, kız çocuklarının eline verilen oyuncak bebeklerin de bunun bir aracı olduğunu düşünüyordu. Çok da haksız değildi.

Fakat önceki yazımda belirttiğim gibi, onun yaptığı da bir yönüyle toplum mühendisliğiydi ve beklenmedik sonuçlar üretti.

Toplum bize bazı davranış modelleri empoze ediyor. Bu modellerin bazıları hakikaten zehirli... Bunlarla mücadele etmek lazım.

Ama o mücadele bir kez başladığında işin nereye evirileceğini ön görmek zor.

Mesela toplumumuz bize, gözümüzün önünde olup biten rüşvet, torpil, adam kayırma gibi haksızlıkları görmezden gelmemizi, hatta hiçbir vicdan azabı çekmeden bunları yapmamızı telkin ediyor.

Bugün babasının, akrabalarının, tarikatının, partisinin torpiliyle bir işe girmeyi ahlaksızlık ve haksızlık görüp reddeden genç, “uzaylı” muamelesi görmez mi?

Toplumdaki bu hastalıklı tavrı düzeltmek gerektiğini düşünen bir yazar, gençlerin kafalarına çok iyi tasarlanmış bir rol modeli üzerinden haksızlıkla, sahtekârlıkla mücadele etme fikrini yerleştirmeye karar verse… Kahramanının bu tür haksızlıkları yapanlarla mücadele ettiği güzel bir dizi film senaryosu yazsa…

Bu dizi çok başarılı olsa. Gençler dizinin kahramanıyla kendilerini özdeşleştirseler ve toplumda hakikaten bu yönde bir tutum değişikliği oluşsa...

Harika olmaz mıydı?

Ama çok büyük ihtimalle bu girişim bu noktada kalmaz, yapılan "toplum mühendisliğinin" öngörülememiş yan etkileri olurdu.

Mesela haksızlıklara karşı bir bilinç geliştiren gençler, devletin adaletsiz uygulamalarına, rüşvetçi, torpilci devlet yöneticilerine karşı tepki vermeye başlayabilirlerdi.

Devleti yönetenler, haksızlıklar konusunda itiraz geliştirenleri, kendi adaletsizliklerine tepki gösterenleri tehdit olarak algılayabilirlerdi.

Onların aslında hak aramadıkları, başka ülkelerin ajanı oldukları, sırf düzeni bozmak için itiraz ettikleri fikirlerini yayarak onları itibarsızlaştırmaya çalışabilirlerdi. Haksızlıklara karşı çıkanların arasına toplumun tepkisini çekecek şeyler yapan ajanlar karıştırabilir, şeytanlaştırdıkları "iç düşmanla" mücadele etmek için önce kolluk kuvvetlerini, onlar yetersiz kalınca da paramiliter güçleri sahaya sürebilir, bir "cadı avı" başlatabilirlerdi.

Beri tarafta, ana mesajı doğru dürüst kavrayamayan, meseleyi içselleştiremeyen bazı tipler, haksızlığa karşı çıkıyoruz derken başka büyük haksızlıklar üreterek halis niyetlerle başlamış bir girişimin ipini kendi elleriyle çekebilirlerdi.

Şimdi... Bu son duruma bakıp, en başta yazdığı senaryoyla her şeyi başlatan yazarın ülkedeki kaosun mimarı, gençlerin kanına giren şeytani fikirlerin sahibi, kötülüğün elebaşı olduğu söylenebilir mi?

Emin olun "devlet" bunu söyler, toplumun önemli bir kısmı da buna inanırdı.

Bir sürü toplumsal problemimiz var. Islah için -risklerine rağmen- yeni projeler üretmemiz lazım.

Herhangi bir proje üretemeyen, üretilen senaryoların pasif tüketicileri olmanın ötesine geçemeyenler "düzenimiz bozulacak", "eski köye yeni adet gelecek" diye rahatsız olacaklar.

Hiçbir şey değişmesin, her şey atalarımızdan gördüğümüz gibi kalsın diye çırpınıp duracaklar.

Ama onlar istese de istemese de toplum sürekli ve hızlı şekilde değişecek ve bu değişimin tetikleyicileri, yenilikler önerme cesaretini gösterenler olacak.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum